Raporda, 2024 yılının ABD vatandaşlarının siyasi haklarını kullanmaları açısından kritik bir yıl olması beklenirken, gerçekte paranın siyaseti kontrol ettiği, siyasetin yargıyı esir aldığı, seçim kurallarının seçmenleri baskı altında tuttuğu, siyasi şiddet olaylarının sıklaştığı ve çoğu ABD’linin Amerikan demokrasisine dair derin hayal kırıklığı yaşadığı bir yıl olduğu kaydedildi.

Raporda, ABD'de yüksek enflasyonun zengin ile yoksul arasındaki uçurumu derinleştirdiği, orta ve düşük gelirli ailelerin yıkıcı biçimde etkilendiği ve evsiz sayısının rekor seviyeye ulaştığı belirtildi. ABD’deki sağlık ve sigorta sistemlerinin pahalı ve verimsiz olması, halkın öfkesini tetiklerken, uyuşturucu bağımlılığının halk sağlığını tehdit ettiğine işaret edilen raporda, silahlı şiddetin hayatları tehdit ettiği, polis şiddetinin can güvenliğini yok ettiği ve mahkûmların hapishanelerde kötü muamele gördüğü vurgulandı.

Rapora göre, ABD'de ırkçı söylemler giderek yayılırken, azınlık gruplar işlerinde ve günlük yaşamlarında uzun süredir yaygın bir şekilde ayrımcılığa ve dışlanmaya maruz kaldı.

Raporda, ABD’nin sınır bölgelerinde insani krizin giderek kötüleştiği, göçmenlerin işkenceye ve insanlık dışı muameleye maruz kaldığı, çok sayıda göçmen çocuğun sömürüldüğü ve köleleştirildiği belirtildi. ABD'nin göçmen politikasının seçim hesaplarıyla iç içe geçtiğinin ve siyasilerin göçmen düşmanlığını açıkça kışkırttığının altı çizilen raporda, göçmenlerin, siyasi partilerin toplumsal sorunları örtmek için kullandıkları günah keçisi hâline geldiği ve göçmenlerin temel insan haklarının acımasızca çiğnendiği ifade edildi.

Raporda, ayrıca ABD'nin uzun süredir hegemonya ve tek taraflılık politikası izlediği, uluslararası hukuku ve uluslararası ilişkilerin temel kurallarını çiğnediği, diğer ülkelerin insan haklarını ihlal ettiği ve bu şekilde küresel barış, güvenlik ve kalkınmayı ciddi şekilde tehdit ettiği kaydedildi.